Etiket arşivi Antienfeksiyon

C Vitamininin Gücü

C Vitamini Antioksidan gücü ile neler yapabiliyor bir görelim.

Yara iyileşmesi, enfeksiyonlar ve tüberküloz

C vitamininin bir antioksidan olarak rolü ayrıca dokuyu onarmaya ve iltihaplanma ve oksidasyondan gelen hasarı azaltmaya yardımcı olur.

Yeterli C vitamini seviyesine sahip kişilerin, C vitamini eksikliği olan insanlara göre enfeksiyonlarla daha iyi mücadele edebilecekleri düşünülmektedir.

C Vitamini ayrıca, özellikle yetersiz beslenen ve fiziksel olarak stresli kişilerde akut solunum yolu enfeksiyonlarının önlenmesine yardımcı olabilir.

Araştırmacılar ayrıca, C vitamininin bir laboratuar kültüründe ilaca dirençli tüberküloz (TB) bakterilerini öldürebileceğini buldular. 2013 yılında yayınlanan bir araştırma TBC ilaçlarına C vitamini eklemenin tedavi süresini azaltabileceğini göstermektedir.

C vitamini ve kanser tedavisi

C vitamini kanser tedavisinde yardımcı olabilir. Bir antioksidan olarak, vücudu oksidatif strese karşı korur ve diğer moleküllerin oksidasyonunun önlenmesine yardımcı olur. Vücuttaki diğer antioksidanları da yeniden üretiyor gibi görünüyor.

Yükseltgenme reaksiyonları serbest radikaller üretir. Serbest radikaller, hücrelere zarar veren zincir reaksiyonlarını başlatabilir.

Bazı dozlarda kanserli dokunun büyüme hızını düşüren C vitamini dozunun yüksek olduğu bulunmuştur. Araştırmacılar, tedavi seçenekleri sınırlı olan kanser hastalarında C vitamini kullanmayı önermektedirler.

Hangi kanserlerin C vitamini tarafından etkilenebileceğini ve bu etkinliğin uzun vadeli etkilerinin yanı sıra, C vitamini ile birlikte hangi etkili tedavilerin kullanılabileceğini anlamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.

Bazı bilim adamları kanser tedavisinde C vitamini kullanımına itiraz etmişlerdir.

Bununla birlikte, 2013 yılında araştırmacılar yüksek dozda intravenöz C vitamini kanser hastalarına fayda sağlayabileceğinin kanıtını buldular.

Halen devam etmekte olan araştırmalar, yüksek C vitamini konsantrasyonlarının büyümeyi durdurabileceğini veya hatta çok çeşitli kanser hücrelerini öldürebileceğini göstermiştir. Sadece intravenöz C vitamini uygulaması, kansere karşı etkili olduğu bulunan yüksek dozları sağlayabilir.

Amerika Birleşik Devletleri Gıda ve İlaç İdaresi (FDA), kemoterapi ve radyasyon tedavisi gören hastalar dahil, kanser hastalarının tedavisinde intravenöz C vitamini kullanımını henüz onaylamamıştır ve bir tedavi olarak tanınmamaktadır.

 C vitamininin diğer yararları;

Kardiyovasküler sağlık: C vitamini kan damarlarını genişletebilir ve bu, kalp hastalığı ve hipertansiyona veya yüksek tansiyona karşı korunmaya yardımcı olabilir.

Kolesterol düzeyleri: Bunlar yeterli C vitamini seviyesine sahip kişilerde daha düşük bulundu.

Katarakt: C vitamini, yaşa bağlı maküler dejenerasyonun yanı sıra katarakt riskini azaltmaya yardımcı olabilir.

Diyabet: Hastaların, C vitamini bakımından zengin meyve ve sebzeler yediklerinde böbreklerin, gözlerin ve sinirlerin bozulma olasılığı daha düşüktür.

Anemi: C vitamini demir emilimini arttırır.

Histamin: Histamin, alerji dediğimiz tabloya neden olan bir maddedir. 1992’de yapılan bir çalışma, günde 2 gram (g) C vitamini alan kişilerde daha düşük kan histamin seviyelerini buldu.

 

C vitamini soğuk algınlığını tedavi edebilir mi?

Birçok insan C vitamininin soğuk algınlığı ilacı olabileceğine inanıyor, ancak araştırmalar bunu doğrulamadı. Bununla birlikte, yüksek dozlarda C vitamini, ciddi fiziksel aktiviteye ve soğuk havaya maruz kalan insanları koruyabilir.

Çok fazla alabilir miyim?

Çok fazla C vitamini, bir soruna neden olması muhtemel değildir. Bununla birlikte, günde 1000 mg’ın üzerinde yüksek alım yapılması, C vitamininin hiçbirinin bağırsakta emilmediği anlamına gelebilir. Bu ishal ve gastrointestinal rahatsızlığa neden olabilir.

Takviyeler yoluyla C vitamini alımının yüksek olması, ancak diyet yoluyla yapılmaması böbrek taşlarına neden olabilir ve menopoz sonrası kadınlarda kardiyovasküler sorun riskini artırabilir, ancak bu doğrulanmamıştır.

Demir emilim bozukluğu olan kalıtsal hemokromatozisi olan kişiler, C vitamini takviyesi almadan önce doktorlarıyla konuşmalıdır, çünkü yüksek C vitamini seviyeleri doku hasarına neden olabilir.

Yetişkin erkekler ve kadınlar için önerilen günlük C vitamini alımı en fazla 2.000 mg’dır.

Peki  C vitamini Eksikliğinde Neler Olur?

 Çocuklarda

Sterilize besinlerle besinlerle beslenen ve ayrıca C vit. almayan çocuklarda skorbüt hastalığı görülür.

Femurun alt ucunda, diş etlerinde, böbrek ve barsaklarda, deri altında geniş kanamalar yanında, kemik ve dişlerde peteşiler görülür.

Kemiklerin büyümesi duraklar.

Hücreler arası kollajen gelişemez.

Kolay kemik kırılmaları gözlenir.

Erişkinlerde

Özellikle yaşlı kişilerde, diyet nedeniyle skorbüt görülür.

Diş ve diş etlerinde patolojik değişiklikler meydana gelir.

Damar duvarları aşırı frajilleşir.

Bacaklarda küçük peteşiler, doku içine yaygın kanamalar görülür.

Letarji ve depresyona eğilim ile enfeksiyonlara eğilim artar.

Aşırı yetmezlikte serebral hemoraji görülür.

Skorbüt hastalığı

Skorbüt hastalığı C vitamini eksikliğinden kaynaklanır. Belirtileri arasında şişmiş eklemler, kanama diş etleri ve gevşek dişler, anemi ve yorgunluk sayılabilir.

Uzun süreli deniz seferlerinde, savaşlarda ve taze besin alamayan şahıslarda skorbüt hastalığının oluşumu yüzyıllar önce dikkati çekmiştir.

Skorbütte endotel hücreleri uygun şekilde birbirine yapışmadığı ve damar çeperinde normal olarak bulunan kollajen fibriller yetersiz kaldığı için, kan damarlarının çeperleri aşırı frajildir.

Özellikle kapiller kolayca yırtılabilir ve bütün vücutta hemorajiler görülür.

Derinin altındaki hemorajiler bazan bütün vücudu kaplayan purpura halinde görülür .

Kapiller frajilite testi ile çok  sayıda peteşi ortaya çıkması da C vit. eksikliğinin kolayca tanısını sağlar.

Egzersizle Yaşam Kalitemizi Nasıl Arttırabiliriz?

İskelet kası, egzersiz eğitiminin temel hedefidir. İskelet kasında değişiklikler, dayanıklılık ve metabolik etkinliği arttırmak için çok önemlidir.

Dayanıklılık egzersizi mitokondriyojenezinde bir artışa, glikolitik ila oksidatiften lif dağılımında bir kayma ve sonuçta aerobik kapasitede bir artışa yol açan ve obezite, tip 2 diyabet ve kardiyovasküler hastalıklar gibi hastalıkları yavaşlatan yağlı asit oksidasyonunda bir artışa neden olur.

Kas kılcal damar yoğunluğunun arttırılması kasın iyileştirilmiş glukoz iletimi ile sonuçlanır.

Egzersiz; insülin duyarlılığını arttırır, kan basıncını azaltır, otonomik tonusu geliştirir, sistemik inflamasyonu azaltır; kan pıhtılaşmasını azaltır, koroner kan akışını artırıcı etki ile kardiyak fonksiyonu geliştirir ve endotel fonksiyonunu iyileştirir.

Egzersiz, kanser oranlarında da (özellikle kolon ve meme kanseri) önemli bir azalmaya neden olabilir. Olası açıklamalar arasında yağ depolarında azalma, yüksek yağ içeren bir diyetin enerji harcaması ile dengelenmesinin artırılması, artan cinsel hormon seviyelerinde değişiklikler, bağışıklık fonksiyonu, insülin ve insülin benzeri büyüme faktörleri, serbest radikal oluşumu ve tümör hücresi biyolojisi üzerindeki doğrudan etkiler sayılabilir.

Egzersizin, enfeksiyona olan yatkınlığı azaltmasında rol alan mekanizmalar; organizmanın immün sistem aracılı stres cevabında ve nöroendokrin hormonların salınmasında, egzersiz ile denge oluşturulması, vücut yağında egzersizle indüklenen azalma, immün sistemin kendi içindeki düzenli olan değişiklikleri beraberinde getirmesidir.

Egzersiz, hipotalamus-hipofiz-adrenal bez (HPA) yolağını aktive eder ve böylece kortizol salınımını arttırarak makrofaj fonksiyonlarını etkiler.

Tüm bunlar immün sistemin, sinir sistemi ve endokrin sistem arasındaki iletişimi sağlayan yolakların varlığını göstermektedir.

Yani egzersizle enfeksiyonlara karşı direncimiz artar. Kış geldi, evlere tıkılıp kalmayalım, hadi yapalım.