Rengarenk şekerlemeler, bisküviler, çikolatalar, tatlılar, kurabiyeler, kekler, dondurmalar, reçel, kola, gazoz, meyve suları, aromalı içecekler, aromalı maden suları, vs vs nin gerçek yüzleri ile tanışalım mı?
Nasıl da sinsi ama masum şekilde hayatımızın orta yerinde vakur bir kraliçe gibi duruvermekteler… Kimisi cancanlı paketleri ile, kimisi iç gıcıklayan reklamlarla, kimisi paketlerinin üzerinde kocaman harflerle ‘katkısızdır’ yazısı ile güven vererekten, kimisi de kola gibi, yıllar önce ilk üretimindeki şişesinin kıvrımlarının bir kadın vücuduna benzetilerek, bilinçaltına subliminal bir mesaj olarak girivererekten…
Yüz yıl önce bir kişi bir yılda ortalama 2.5kg şeker tüketirken, şimdilerde akıllara ziyan bir şekilde 75kg’a yükselmesi pek de hayra alamet görünmüyor.
Bir çakma star gibi adeta. Peşinde milyonları sürüklüyor namert…
Ama bugün ‘tanışma günü’. Yeni tanışan iki insan gibi yapacağız. Karşı tarafı daha yakından tanımak için şöyle bir süzmek yeterli değildir ya hani. Meziyetlerini, marifetlerini, nelerle uğraştığını anlamaya çalışırız yeni tanıştıklarımızın değil mi? Şekerin de özgeçmişi ile birlikte başka ne maharetleri varmış görelim bakalım.
Yazının devamını okumak için tıklayınız.
Uzm. Dr. Sevilay ERİŞ
Yazar hakkında