BAĞIŞIKLIK, BESLENME
ve
YAŞAM TARZI RAPORU
Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Gıda ve Beslenme Çalışma Grubunun katkıları ile toplumun sağlık ve beslenme konuları hakkında en doğru ve bilimsel bilgiye ulaşması konusunda faaliyetlerini yürütmektedir. Bu bağlamda, bu Çalışma Grubu, global bir pandemi olan COVID-19 nedeniyle daha da önem kazanan bağışıklık sistemi, beslenme ve yaşam tarzı arasındaki ilişkiyi bilimsel veriler ışığında, toplumu bilgilendirmek amacıyla, “BAĞIŞIKLIK, BESLENME ve YAŞAM TARZI RAPORU”nu, konun uzmanlarının katkıları ile kaleme almıştır.
Raporda, bağışıklık sistemine genel bakış, makro ve mikro besin maddelerinin bağışıklık sistemi üzerine etkileri, fitokimyasallar, prebiyotik ve probiyotikler ile bağışıklık arasındaki ilişkiler, beslenme modelleri, alkol ve tütün kullanımı, uyku, egzersiz, psikolojik stres ve çevresel faktörlerin bağışıklık sistemi ile bağlantıları konuları bilimsel bir çerçevede detaylı olarak derlenmiştir.
Dengeli beslenme, vücudun gereksinimlerini karşılayan besin maddelerinin uygun oranlarda alımı olarak tanımlanabilir. Tek Tıp Konsepti çerçevesinde, düzenli fiziksel aktivite ile birlikte yeterli ve dengeli besin madde tüketimi sağlığımızın korunması açısından vazgeçilmezdir.
Dengeli ve yeterli beslenme, enfeksiyonlara ve kronik hastalıklara karşı, etkili ve uygun şekilde dengelenmiş bir bağışıklık tepkisinin geliştirilmesinde önemli bir rol oynar. Yeterli ve dengeli beslenmeye bağlı olarak, bağışıklık sistemi hücrelerinin gelişimi, devamlılığı, optimal işleyişi değişmektedir. Dolayısıyla yetersiz beslenme bağışıklığın azalmasına, hastalığa yatkınlığın artmasına, fiziksel ve zihinsel gelişimin aksamasına yol açabilir. Güçlü bir bağışıklık sistemi için ihtiyaç duyulan enerji, öncelikli olarak diyetten sağlanırken, diyet kaynakları yetersiz kaldığında ise vücut depoları gibi endojen kaynaklar da kullanılabilmektedir.
Protein-enerji malnütrisyonu, yangısal hücrelerin faaliyetlerini arttırarak bağışıklığın yetersiz bir hale gelmesine neden olabilir. Yeterli ve kaliteli protein tüketimi antioksidan savunma sistemi ve bağışıklık üzerine yararlı etkiler gösterebilmektedir. Yapılan çalışmalar yalnızca toplam protein alımının değil, diyetteki spesifik amino asitlerin (glutamin, glutamat, arginin, metiyonin, sistein ve treonin gibi) bağışıklığı optimize etmek için gerekli olduğunu ortaya koymuşlardır.
Vitaminler ve mineraller gibi temel mikro besinler de, bağışıklık sistemimizin işlevsel bütünlüğü ve duyarlılığı için önemli bir rol oynar. Vitamin A, piridoksin, kobalamin, folat, C, D ve E gibi vitaminler ile Zn, Cu, Se ve Fe gibi mineraller bağışıklık sistemini desteklemek için çok önemli fonksiyonlara sahiptirler. Bu nedenle mikro besinlerin takviyesi, bağışıklığı artırarak vücudun doğal savunma sistemini destekleyebilir ve gizli açlık durumunu ortadan kaldırabilir.
Beslenme durumu ve besin tüketim şekilleri (aldığı besinler, besin ögeleri ve besleyici olmayan biyoaktif bileşenler), sinir ve endokrin sistem gibi diğer fizyolojik sistemler ile doku onarımı, metabolizmanın düzenlenmesi, termoregülasyon, uyku, vücudun genel yorgunluğu ve ruh sağlığı gibi süreçleri de etkileyerek kronik hastalıklara
yakalanma riski üzerinde de etkili olmaktadır.
Bağışıklık sistemi hücreleri ve mediatörler protein, yağ ve karbonhidrat yapısında olup, vitamin ve mineraller aracılığı ile etkinlik gösterirler. Yetersiz beslenmenin yanı sıra aşırı gıda tüketimi sonucunda artan vücut yağ içeriği de sistemik yangısal reaksiyonların şiddetini arttırarak bağışıklık sisteminin zayıf hale gelmesine neden olabilir. Sonuç olarak yetersiz beslenme immun sistemin baskılanmasına neden olarak enfeksiyonlara karşı duyarlılığı arttırırken, aşırı beslenme ve obezite ise yangısal hastalıklara karşı duyarlılığı tetikleyebilmektedir.
Gelişmiş ülkeler dâhil tüm dünyada, yaşam tarzıyla ilgili hastalıklar ciddi bir sorun haline gelmiştir. Epidemiyolojik ve klinik çalışmalar, diyetin yaşam tarzıyla ilgili hastalıklara duyarlılığı etkileyen ana faktörlerden biri olduğunu göstermektedir. Yaşam tarzı ve bununla ilişkili olarak beslenme alışkanlıkları bağışıklığın oluşması ve devamlılığında önemlidir.
Günümüzde bazı besin ögelerinin alımı ile hastalık risklerinin azaltılmasına yönelik beslenme modelleri geliştirilmektedir. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri-2030 ilkeleri doğrultusunda, sağlıklı yaşam için, besinlerin üretim- tüketim stratejileri ve uygulanacak diyet çeşitliliğinin belirlenmesine ilişkin çalışmalar yapılmaktadır.
TÜBA rehberini okumak ve indirmek için tıklayınız.
Yazar hakkında