Bir önceki yazımda COVID-19’un profilaksisi için HCQ ve CQ’nun yanlış kullanımından kaçınmalıdırlar, çünkü bunu destekleyecek kesinlikle hiçbir veri olmadığını belirtmiştim. Bu çalışma ilk klinik verileri sunmaktadır.
Koronavirüs hastalığı 2019 için spesifik bir antiviral tedavi önerilmemektedir. (COVID-19). In vitro çalışmalar, klorokin difosfatın (CQ) antiviral etkisinin ilacın yüksek konsantrasyonunu gerektirir.
Hastalara yüksek doz CQ (yani 10 gün boyunca günde iki kez 600mg CQ) veya düşük doz CQ (yani 1. günde günde iki kez 450 mg ve 4 gün boyunca günde bir kez) verilmiştir.
Birincil sonuç, düşük doz grubuna kıyasla yüksek doz grubunda ölüm oranında en az % 50 azalma olmuştur. Burada sunulan veriler öncelikle 13. günde tedavi sırasındaki güvenlik ve ölümcül sonuçlara ilişkindir. İkincil son noktalar katılımcı klinik durumu, laboratuvar muayenelerini ve elektrokardiyogram sonuçlarını içerir. Viral solunum sekresyonu RNA tespiti 0 ve 4. günlerde gerçekleştirilmiştir.
COVID-19’lu 81 hastanın bu faz IIb randomize klinik çalışmasında, bağımsız bir veri güvenliği ve izleme kurulu tarafından önerilen planlanmamış bir ara analiz, 10 gün boyunca daha yüksek bir klorokin difosfat dozajının daha toksik etkiler ve ölümcüllük ile ilişkili olduğunu bulmuştur. Sınırlı örnek büyüklüğü, çalışmanın tedavi etkinliği konusunda daha etkin bir bil elde edilmesine olanak sağlamadığı belirtilmiştir.
CloroCovid-19 çalışmasından elde edilen ön bulgular; şiddetli COVID-19 tedavisi için özellikle güvenlik kaygıları QTc aralık uzaması ile ilgili azitromisin ve oseltamivir alan hastalarda daha yüksek klorokin dozu önerilmemelidir.
Bu çalışmanın ilk bulguları, COVID-19’lu kritik hastalara potansiyeli nedeniyle yüksek CQ dozunun önerilmemesi gerektiğini düşündürmektedir.
Klorokinin farklı dozlarda toksisitesinin değerlendirildiği çalışmada 600 mgr dozda kardiak toksisitenin arttığı gösterilmiş ve rutinde kullanılmaması önerilmiş.
Makalenin orjinalini indirmek veya okumak için tıklayınız.
Yazar hakkında